
Bursa'da İskender yemek isteyenlerin izleyebileceği iki ana yol var. İlki bu yemeğin patentini almış İskenderoğlu ailesinin şubelerinden birinizi kendinizi atmak ya da herhangi bir restoranda "pideli döner kebap" ısmarlamak. Gittiğiniz restoran Fransız restoranı olsa bile, Bursa sınırları içinde olduklarından dolayı size bu bu kebapı hazırlamak zorunda hissedeceklerdir. Arada garajdaki örneği gibi türünün başarılı ve tarihi örneklerinin de olduğunu belirtip haksızlık etmeyelim
Fakat İskenderoğlu ailesini seçseniz bile işiniz bitmiş demek değil, burada da ikinci yol ayrımıyla karşılaşıyoruz. İlk ve daha kısa katedeilebilecek yol ailenin Carrefour'daki kendilerini "İskender Kebap" olarak anan bireylerini ziyaret etmek. Ben bir kere ettim, bir daha etmem. Lezzet olarak tatmin edici olmamasının yanında, ortam olarak da bir alışveriş merkezinin ortasında İskender yemenin ilginç olacağını düşünenlere Türkiye'nin bilimum birbirinin benzeri şehirlerinde de tıpatıp aynı fırsatın sizi beklediğini müjdelerim.
Brezilya dizisine dönmeye başlayan bu paragraftan yavaş yavaş anlaşılmaya başlandığı gibi biz ikinci yolu, yani İskenderoğlu ailenin girişimci bireyi Yavuz İskenderoğlunun açtığı "Kebapçı İskender" zincirini irdeleyeceğiz. An itibarıyla Bursa'da 6 şubesi bulunmakta.
İlk İzlenim: İskender'in McDonalds'ına hoşgeldiniz! Yaratılmak istenilen atmosfer hangi şubeye giderseniz gidin size bir deja-vu yaşatmak.
Ayrıca Sayın Yavuz İskenderoğlu'nun 6 Sigma'dan esinlendiği, şu anda detaylarını hatırlamak dahi hissetmediğim felsefesinin anlatıldığı broşürler İngilizce ve Türkçe olarak tabakların altında meraklılarını bekliyor! Buna ek olarak en son büyük plazma ekranlarla tanıtıcı videolar gösterilmeye başlanmış. Bu videolarda tekrar ve tekrar mağrur bir diktatör edasıyla fikirlerini beynimize yerleştirmeye çalışan Sayın Yavuz İskenderoğlu, gelmiş geçmiş en sevdiği televizyon programının "İcraatın İçinden" olduğunu belli ediyor.

Anlaşıldığı gibi yiyeceğiniz İskender ile mideniz dolmadan önce, bulunduğunuz mekandaki sayısız dekor öğelerinin çümbüşü sayesinde kafanız gerekli gereksiz birçok ayrıntıyla dolmuş oluyor. Yanlız burada Ünlü Cadde'sindeki şubeyi ayrı bir yere koymak gerekir. Sade ahşap dekoru ile diğer örneklerinden ayrılan bu orjinal mekan, nostalji yaşamak isteyenler ve diğer şubelerdeki gibi gözlerini yormak istemeyenler için birebir.
Menü: Bütün menü "İskender ve katları" olarak kısaca özetlenebilir. Klasik "1 porsiyon İskender", cesur "1,5 İskender", intihar eğilimliler için "1,5 etibol İskender". İçecek olarak Şıra tercih edilebilir, ama benim tercihim Uludağ gazozdan yana olacaktır.
Servis: Sormadan tabağınıza kızgın yağı boşaltan garsonlar dışında herhangi bir sorun ile karşılaşma sorununuz olmayacaktır. En azından 4 satırlık menüden verdiğiniz siparişinizi karıştırmak için yoğun çaba harcamaları gerektiği düşüncesi içinizi rahatlatabilir. İlave olarak belirtmek gerekir ki herhangi bir sorunla karşılaştığınızda, yemekten memnun kalmadığınız durumlarda sebepleri anlamak ve düzeltmek için yoğun bir çaba harcıyorlar.
Lezzet: Kebapçı İskender şubeleri arasında dekor konusunda tutturulan standart lezzet konusunda tam olarak elde edilememiş. Fakat değişmeyen gerçek hangi şubeye giderseniz gidin yiyeceğiniz - döner etinden kesinlikle çok farklı olan- etin İstanbul'daki örnekleri ile karşılaştırılamayacağıdır. Kızgın yağı döktürmeyerek biraz daha sağlıklı bir yemek yerim hatasına ise sakın kapılmayın. Göz doyurucu etkisinin yanında, bir teoriye göre İskender'in en can alıcı noktası olan pideleri gerçek kıvamına getiren de tereyağı dökme merasimidir. Lezzet açısından da diğer şubelere göre kesinlikle daha başarılı bulduğum Ünlü Cadde'deki şubede hoş bir ayrıntı olarak közlenmiş patlıcan da tabağa ekleniyor. Osmanlı Mutfağının baş sebzesi böylece Osmanlı döneminin son klasikleşen yemeğinin yanında yerini buluyor.
Son söz olarak, Kebapçı İskender'deki deneyiminizin, en azından yediklerinizin etkilerini göbek bölgenizde görene kadar, son derece tatmin edici olacağını söyleyebilirim. Başka kısıntılar olmadıkça, Ünlü Caddesi şubesi her zaman ilk tercih olmalıdır.