Neden Bursa'da Yemek?

Evet, Bursa'da her yerde İskender bulabilirsiniz: İskenderci'de, esnaf lokantasında, restaurantta, cafede, barda, bakkalda... Eczane hariç her yerde -hatta belki kestane şekercisinde- İskender yeme şansınız var.

Ama Bursa'da iskender'den başka yemek opsiyonları da var. İş dolayısıyla haftanın 5 günü Bursa'da kalan ve evde yemek şansı olmayan bir kişi Bursa ile ilgili neler keşfedebilir?

Bu sorunun cevabını ararken başımızdan geçenler de, ileride Bursa'da İskender'den başka değişik tatlar arayanlar için bir rehber olsun.

23 Ocak 2007 Salı

Kebapçı İskender

Hiçbir Bursa'da yemek konulu blog, hatta cümle İskender kelimesini barındırmadan sona ermez. Farkındayım, elimden geldiği kadar bu karmaşık hadisenin içinden çıkmaya çalışacağım.
Bursa'da İskender yemek isteyenlerin izleyebileceği iki ana yol var. İlki bu yemeğin patentini almış İskenderoğlu ailesinin şubelerinden birinizi kendinizi atmak ya da herhangi bir restoranda "pideli döner kebap" ısmarlamak. Gittiğiniz restoran Fransız restoranı olsa bile, Bursa sınırları içinde olduklarından dolayı size bu bu kebapı hazırlamak zorunda hissedeceklerdir. Arada garajdaki örneği gibi türünün başarılı ve tarihi örneklerinin de olduğunu belirtip haksızlık etmeyelim
Fakat İskenderoğlu ailesini seçseniz bile işiniz bitmiş demek değil, burada da ikinci yol ayrımıyla karşılaşıyoruz. İlk ve daha kısa katedeilebilecek yol ailenin Carrefour'daki kendilerini "İskender Kebap" olarak anan bireylerini ziyaret etmek. Ben bir kere ettim, bir daha etmem. Lezzet olarak tatmin edici olmamasının yanında, ortam olarak da bir alışveriş merkezinin ortasında İskender yemenin ilginç olacağını düşünenlere Türkiye'nin bilimum birbirinin benzeri şehirlerinde de tıpatıp aynı fırsatın sizi beklediğini müjdelerim.

Brezilya dizisine dönmeye başlayan bu paragraftan yavaş yavaş anlaşılmaya başlandığı gibi biz ikinci yolu, yani İskenderoğlu ailenin girişimci bireyi Yavuz İskenderoğlunun açtığı "Kebapçı İskender" zincirini irdeleyeceğiz. An itibarıyla Bursa'da 6 şubesi bulunmakta.

İlk İzlenim: İskender'in McDonalds'ına hoşgeldiniz! Yaratılmak istenilen atmosfer hangi şubeye giderseniz gidin size bir deja-vu yaşatmak.
Turkuaz rengi hakim dekor, mermer masalar, pembe kağıt ile süslenmiş çatal-bardak servisleri insana ilk başta ilginç görünse de, biraz zorlama olduğu hissi ağır basıyor.

Ayrıca Sayın Yavuz İskenderoğlu'nun 6 Sigma'dan esinlendiği, şu anda detaylarını hatırlamak dahi hissetmediğim felsefesinin anlatıldığı broşürler İngilizce ve Türkçe olarak tabakların altında meraklılarını bekliyor! Buna ek olarak en son büyük plazma ekranlarla tanıtıcı videolar gösterilmeye başlanmış. Bu videolarda tekrar ve tekrar mağrur bir diktatör edasıyla fikirlerini beynimize yerleştirmeye çalışan Sayın Yavuz İskenderoğlu, gelmiş geçmiş en sevdiği televizyon programının "İcraatın İçinden" olduğunu belli ediyor.

Bitmek bilmez dekorasyonumuzun son bölümünü ise İskenderoğlu aile fotoğrafları ve gazete küpürleri oluşturuyor. Burada en çok dikkatimi çeken şey bu sayfanın başında gördüğünüz logodaki İskender Bey logosu ile yanda görebileceğiniz bu fotoğrafın orjinali arasındaki büyük farktı. Logoda gayet tonton, sevimli bir dede olarak tasvir edilen İskender Bey'in, gerçek hayatta aslında oldukça sert mizaçlı ve açıkcası -en azından benim açımdan- biraz korkutucu olduğunu bu resimlerde görüyoruz. Resimlerdeki bir başka detay ise rakip İskenderoğlu mekanında İskender Bey'in 3 oğlunun resmi gözükürken,Yavuz İskenderoğlu şubelerinde sadece 2 oğlun resminin bulunması. Bu ufak çaplı entrikayla ilgili araştırmalarımız sürecek.

Anlaşıldığı gibi yiyeceğiniz İskender ile mideniz dolmadan önce, bulunduğunuz mekandaki sayısız dekor öğelerinin çümbüşü sayesinde kafanız gerekli gereksiz birçok ayrıntıyla dolmuş oluyor. Yanlız burada Ünlü Cadde'sindeki şubeyi ayrı bir yere koymak gerekir. Sade ahşap dekoru ile diğer örneklerinden ayrılan bu orjinal mekan, nostalji yaşamak isteyenler ve diğer şubelerdeki gibi gözlerini yormak istemeyenler için birebir.

Menü: Bütün menü "İskender ve katları" olarak kısaca özetlenebilir. Klasik "1 porsiyon İskender", cesur "1,5 İskender", intihar eğilimliler için "1,5 etibol İskender". İçecek olarak Şıra tercih edilebilir, ama benim tercihim Uludağ gazozdan yana olacaktır.

Servis:
Sormadan tabağınıza kızgın yağı boşaltan garsonlar dışında herhangi bir sorun ile karşılaşma sorununuz olmayacaktır. En azından 4 satırlık menüden verdiğiniz siparişinizi karıştırmak için yoğun çaba harcamaları gerektiği düşüncesi içinizi rahatlatabilir. İlave olarak belirtmek gerekir ki herhangi bir sorunla karşılaştığınızda, yemekten memnun kalmadığınız durumlarda sebepleri anlamak ve düzeltmek için yoğun bir çaba harcıyorlar.

Lezzet: Kebapçı İskender şubeleri arasında dekor konusunda tutturulan standart lezzet konusunda tam olarak elde edilememiş. Fakat değişmeyen gerçek hangi şubeye giderseniz gidin yiyeceğiniz - döner etinden kesinlikle çok farklı olan- etin İstanbul'daki örnekleri ile karşılaştırılamayacağıdır. Kızgın yağı döktürmeyerek biraz daha sağlıklı bir yemek yerim hatasına ise sakın kapılmayın. Göz doyurucu etkisinin yanında, bir teoriye göre İskender'in en can alıcı noktası olan pideleri gerçek kıvamına getiren de tereyağı dökme merasimidir. Lezzet açısından da diğer şubelere göre kesinlikle daha başarılı bulduğum Ünlü Cadde'deki şubede hoş bir ayrıntı olarak közlenmiş patlıcan da tabağa ekleniyor. Osmanlı Mutfağının baş sebzesi böylece Osmanlı döneminin son klasikleşen yemeğinin yanında yerini buluyor.

Son söz olarak, Kebapçı İskender'deki deneyiminizin, en azından yediklerinizin etkilerini göbek bölgenizde görene kadar, son derece tatmin edici olacağını söyleyebilirim. Başka kısıntılar olmadıkça, Ünlü Caddesi şubesi her zaman ilk tercih olmalıdır.

19 Ocak 2007 Cuma

Big Mamma's - Kükürtlü

Aslında o akşamki niyetimiz Big Mammas'a gitmek değildi. İnternetten yoğun araştırmalar sonucu bulduğumuz Çin lokantasını arıyorduk:
Oulu caddesi, Kükürtlü. Bulabildiğimiz tek iz buydu. Fakat anlaşılan Çin Lokantasının Bursa'da bırakabildiği tek iz de bununla kalmıştı.Belki de kaçınılmaz opsiyon olarak yine aynı internet sitesinde gözümüze çarpan Big Mammas'ın içinde bulduk kendimizi.

İlk İzlenimler:
Genel olarak kırmızının ağır bastığı, bir şekilde insanı rahat ettiren ( belki de sadece beni) bir dekor. Bunda fırından gelen kokuların da etkisi olduğu yadsınamaz. Adından başlayarak mekanda bir ev yemeği havası yaratılmaya çalışılmış. Ama bu evin nerede olduğu kafa karıştırıyor. Kendini bir şekilde Bursa'da bulmuş, İtalyan göçmeni Amerikalı'nın ev yemekleri en akla yatan açıklama olabilir. Okunabilecek gazete ve dergilerin varlığı ve diğer dekor eklemeleri ile de mekana samimi bir cafe tarzı vermeye çalışılmış.
Genel olarak, Big Mamma's içeri girdiğinizde size doğru bir seçim izlenimini rahatça veriyor.

Menü: Amerika etkisi menüdeki çeşitlerden de görülebiliyor. İtalyan klasikleri pizza ve makarna dışında zengin bir Burger ve hatta Tex-Mex seçenekleri mevcut. Özellikle pizza çeşitlerinde düşünülebilecek ve belki de bundan sonra düşünmeye başlayabileceğiniz bütün kombinasyonlar düşünülmüş. Tatlı çeşitleri de geniş ve ayrıca Haagen-Dazs dondurmaları da sipariş edilebiliyor. Alkol servisi yok. Son söz olarak: Menü geniş ve göz doldurucu.

Servis: Bursa'daki ve belki de Türkiye'deki çoğu mekan gibi Big Mammas'da da servis standartı oluşturulamamış. O günkü garsonunuza bağlı olarak çok iyi ile kabus arasında bir hizmet bekleyebilirsiniz.
İlk gittiğimizde kabusa yakın bir arkadaş bize yardımcı oldu! Örnek Diyaloglar:

Biz: Big Mammas'a özgü özel bir yemeğiniz var mı? Ne tavsiye edersiniz?
Garson: Sen seç önce bi şeyler ben söylerim sana?
Biz: ???? Yani mesela Pizza veya Makarna düşünüyordum. Hangisi daha çok tercih ediliyor?
Garson: Sen seç bir hele, söyleyeceğim ben sana. Tamam mı?
Biz: ..... ! İyi biz biraz daha düşünelim.

Yardımcı olmak için kendini parçalayan garsonlarla da karşılaşmadık değil tabi. Onların da haklarını verirken, bazen -biraz da saflıklarından- düştükleri komik durumları da hatırlamak gerekirse:

Biz: Starter olarak Mantar alabilir miyiz?
Garson 2: Tabii, alabilirsiniz.
Biz: Kızartılmış olarak yapıyorsunuz yani?
Garson 2: Pizza olarak yapıyoruz????
Biz: ....?? Starter olarak istemiştik ama?
Garson 2: Ben starter nedir bilmiyorum ki ?

Lezzet:
En önemli konuya gelirsek. Belki de en özet bölüm lezzet bölümü olacak. Nedeni de, Big Mammas'ın yemeklerinin lezzet bakımından kesinlikle tatmin edici olması. Burada pizzaları için ayrı bir yer ayırmak lazım. Ünü Bursa sınırlarını aşan Big Mamma's pizzası kendine İtalyan ve Amerikan kuzenlerinin (yine aynı kafa karışıklığı) arasında bir yer bulmuş. İtalyan pizzaları kadar ince hamurlu, Amerikan pan pizzaları kadar da kalın hamurlu ve yağlı değil. Malzeme seçiminde de Amerikaya özgü ananas ağırlıklı, İtalyan tercihi enginar gibi seçimlere de rastlanabiliyor.

Makarnaları tatmin edici olsa da, sadece makarna için Big Mammas'a gelmek tartışılacak bir karar olur. Salatalarında kendi özel sosları ön plana çıkıyor ve salata çeşitleri hafif bir öğün arayışında olanlar için de bu mekanı ideal bir seçim yapıyor.

Burada başlangıçlar için de ayrı bir not düşmek lazım. Big Mammas'da servisi yapılan Sarımsaklı ekmeğin orjinaliyle alakası yok! Peki bu kötü bir şey mi? Kesinlikle hayır!
Daha çok pizza hamurundan yapılmış bir pidenin üzerine eritilmiş peynir, kekik ve tabii ki bolca sarımsak koyulmasıyla yapılan sarımsaklı ekmekleri kendi başlarına gecenin yıldızı olabilirler.
Özet olmadı, ama özetle Big Momma's lezzet konusunda tam puanı kaptı.

Son Söz: Fiyatları da bazı Meksika yemeği seçenekleri hariç makul olan Big Mammas'da 15-20 YTL arasında başlangıcından, taze sıkılmış portakal suyuna kadar herşeyin mevcut olduğu lezzetli bir yemek yiyebilirsiniz. Tekrar, tekrar gidilebilir.


Telefon: 0 224 236 89 91
Adres: Oulu Cad.Oylum Sitesi Kükürtlü